Bilindiği gibi 8 Mart çok ağır şartlarda çalışan Amerikalı tekstil işçisi kadınların grev yapması üzerine polislerin onlara saldırması, hatta fabrikaya kilitlemesi ile ortaya çıkmıştır. Ne yazık ki hakkını arayan kadınlardan 129 tanesi kilitlendikleri fabrikada çıkan yangından kaçamayarak hayatlarını kaybetmişlerdir. O acı günün anısına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak tarihte yerini almıştır. O günlerde ekonomik özgürlük için savaşan emekçi kadınlar bugünün patronlarından, üst düzey yetkililerine; memurlardan tekstil işçilerine kadar her kesimden kadının ışığı olmuşlardır.
Söz spor ve kadına gelince…
Günümüz kadınları, gerek yoğun iş tempoları içinde, gerekse gündelik hayatlarındaki sorumluluklar arasında kendilerine zaman ayırma konusunda bir hayli zorluk yaşamaktadırlar. Moda akımlarının onlara dayattığı kalıplara uymaya çalışmak, spora başlamak için motivasyonlarını düşürmekte, ertelemelerine yol açmaktadır. Dayatılan “dış görünüm” kalıplarının etkisiyle yaz mevsimine doğru spora başlama, dönme, asıl sebep ıskalanarak da olsa gerçekleşmektedir. Büyük bir hevesle üye olunan fitness salonları, maalesef sadece “selülitlerden kurtulmak”, “kıyafetlere sığmak” vb. nedenlerle gerçekleşmektedir. Sporun odak noktası “zayıflamak” üstüne kurulmaktadır. Oradan buradan duyulan farklı zayıflama yöntemleri ile sağlıklı olacaklarını sananların sayısı da bir hayli fazla. Ancak spor yapmanın öncelikli hedefinin sağlıklı bir vücuda sahip olmak olduğunu bilmemiz gerekir. Sporun kötü huylu kolesterolü düşürüp iyi huylu kolesterolü yükseltmek, sinir sistemimizin sağlığını korumak, hormonlarımızın daha iyi çalışmasını sağlamak gibi birçok şeye de yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Kemik erimesini engellemek, kalp, damar, şeker, tansiyon gibi pek çok hastalıktan korunmak da bu sayede mümkündür. Yani sporu sadece kilo vermek için değil, mutlu ve sağlıklı bir hayat sürmek için yapmamız gerekli. Zaten sağlıklı beslenme artık birçoğumuzun öncelikleri arasında. Geriye ise bütün bahanelerden kurtulmak kalıyor.
Peki nedir sizin kendi sağlığınız, kendi hayatınız için bir şeyler yapmaya engel olan şey?
İşiniz mi? Bakın bir çevrenize; her ne iş yapıyor olursanız olun, sporcu kadınlar her zaman daha disiplinli ve verimli çalışırlar. Peki ya bahaneniz ev ve çocuklar mı? En sık karşılaşılan bahane de bu aslında. Ev, siz olmasanız da yerinde duruyor. Çocuklarınız siz olmadan da birkaç saat geçirebilirler. Bırakın biraz da babaları ile vakit geçirsinler. Amacınız mükemmel vücuda sahip bir kadın olmak değil; kendiniz için, sağlığınız için spor yapmak olmalı. Unutmayın ki vücudunuzu çalıştırmak beden sağlığı kadar ruh sağlığınıza da iyi geliyor. Günün rutininden kurtulup özgürce geçirebileceğiniz bir zaman dilimi sizce de kulağa hoş gelmiyor mu? Peki ne yapılabilir? Aslında en büyük sorunlardan biri de bu. Ne yapacağınıza ve nerede yapacağınıza karar verememe durumu. İster tam teşekküllü fitness salonunda, ister evinizde televizyon karşısında yaptığınız fitness hareketleri ile. Hiç fark etmez. Şimdi size en yakın Decathlon‘a gidin ve başlayın. Sadece kendiniz için…
decathlon.com.tr | Blog
0 Yorumlar